Her şeyin kendi lisanında hikayesi vardır parmağımdaki ağır saçmalığın bile kaç sigara öldürür ki beni ya da kaç iç çekiş kanadığın her yer acı ve kirpikler talihsiz kadının kalbi yalan ve gıymet yuvasıydı oysa anlayın artık bu kadınlar; bir cadının uğursuz sözleri içinde fokurdayan yarayı akıtmaktan, ve acıyan yumruları sıkmaktan zevk alan ve irinden beslenen oysa kutsal emanet, hatta baş tacı oh ne ala bu bedava kutsayış bu şerefli masallar hangi ademin gönlünden koptu ki bu kabulleniş yine de cennetin ayaklara serildiği müptezel yine de ahı tutmayan merhamet gitmek ya da ölmek kutlu bir vasiyet ve nefret kusmuğu bırakarak bak güzelim iyi düşün Tanrı seni eğri yarattı eğ boynunu toprak senin vatanın düşlediğinse gökyüzü yüz suçtan aklansan ne çare diyemediğin onca cümle yakanda somurtmuş bir ecnebi gibi gez sokakta yuttuğun harfler için su iç boğazına yapışmasın imalar sesin kuyularda taş sekmesi bir kız çocuğu öfkesi t
deli...
YanıtlaSilkim ben mi???kayboldum..bilmem ki??
YanıtlaSilsen tabi.
YanıtlaSilaynı yolda yürüdüğün kişilere sor. belki bulan olur sana kendini.
bir sen varsa sende, senden içeri, sana sor o zaman sen de seni.
bulmak isteyen kim?
YanıtlaSilben.
YanıtlaSilo zaman kaybolmanın ne manası kaldı?
YanıtlaSilkaybolarak bulmak lazım..kaybola kaybola...deneme yanılma!
kayıp boğulmak. suya soyulmak. aranıp bulunmak diyosun...
YanıtlaSilbu sular, hangi sular?
bulunmak ama görmezlikten gelmek diyorum...aranmak ama bulununca kıymeti bilinmek istiyorum...
YanıtlaSilo sular burada yok...duymadım hiç...simurg gibi suyu bulmaya gidenlerden olsam...sonra anlasam ki o su benim...