Mantık Ayrılığı
Bir şey sorabilir miyim?” der yaklaşan bir kız
Bilir misiniz deniz kenarında üşüyen adamlar
Nefesleri su kokan çocuklar
Kansızlık bugünlerde sıcak denizlere inme hevesinde
Ve incinmiş bir yaranın
Tuza teslim oluşu narin bir bekleyişte
“Hanfendi bakar mısınız?
Bu kurdeşenli azınlık barış ister mi sizce?
Buyrun önden koşunuz intihara
Bu defa başka
sancılar taşırıyorum
Niteliksiz ağrılar,
nereden geldiği anlamsız
Ve elbet sebepli bir
boşluk belki ölümle dolacak
Yani ben , nasıl
desem akacak yer bulamayan bir akışkan
Yıkıntıların kalbinde rüya tabiriyim.
Siz;
Thames nehrine bakmıyor evleriniz
Deniz kabuklarıyla kutsanmıyorsunuz her sabah
Üç sure ile vaftiz edildiniz, oysa
bahtınız hep kavruk hep zenci
Ya ben;
Hiç merhamet etmedim bir dilenciye
Cüzdanımda kurşunlar, ağır yaralı minnetler
Kalbimde kuytu cinler ve ben
inliyorum seni
Kalbinde baba
karanlığı olan adamlar
İncitmeden bakar
kadınına
Onlar Ruhunda çınar
büyütür, katı gölgeler uzatır,
Özü , su tadında
huzur
adımları kaya,
ayakları naif
Vertigo bir ölme biçimi artık
Yavaşça ve dönerek ,
topukların altından yürüyen yeryüzü
İnat bir rüzgarın gönlüne bastığım izmarit
Uyuşan ayaklarım ağır
Burnumun dibi ölüm sebebim
Bakın artık gözlerime
Külteleşmiş bir ölü gövdesi yalnızlığım
Yazgı dediğin şey bir kadının kurgusu
Bir adamın kıvrım kıvrım savrulmasıysa
Beni aldır içinden her gün doğmaktan bıktım
Başım dönüyor bak yine
İç kulağımda medcezir
Kumları çekiliyor beynimin
Aslında azizim; Heyelanlar toprak lehine
Yolun karşı geçesinde kaldı ölüm.
Yorumlar
Yorum Gönder